Kafelerde masa ücreti uygulamaları başladı
İşletmelerin kendi politikalarına göre belirlediği bu kurallar, tüketici hakları açısından tartışmalı bir konu haline gelmiş durumda. Sosyal medya ve diğer platformlarda tepkiler artarken, bu tür uygulamaların yasal durumu merak konusu.
Yüksek enflasyon döneminde, artan maliyetlerle başa çıkmak isteyen bazı kafe ve restoranlar, özellikle üniversite öğrencilerini hedef alan yeni uygulamalarıyla tepkilere neden oluyor. İstanbul, İzmir ve Aydın gibi büyük şehirlerdeki işletmeler, müşterilerine "yarım saatte bir sipariş zorunluluğu" ve "masa ücreti" gibi kurallar koyarak, sosyal yaşamı zorlaştıran bir ortam oluşturdu.
Enflasyon nedeniyle artan maliyetler, kafe ve restoranları yeni uygulamalara yönlendirdi. Özellikle üniversite yakınlarındaki kafelerde, müşterilere yarım saatte bir sipariş verme zorunluluğu getirilirken, belirli bir tutarın altındaki siparişlerde masaların kullanılmasına izin verilmiyor. Bu durum, özellikle öğrenciler arasında büyük tepkiyle karşılaşıyor.
İstanbul, İzmir ve Aydın gibi şehirlerdeki bazı işletmeler, çay veya kahve siparişi vermeyen müşterilerden oturdukları süreye göre ekstra ücret talep ediyor. Örneğin, 220 TL’nin altında sipariş verenler için masaların kullanımına kısıtlama getiriliyor. Lüks kafelerde ise masalar üzerine, "Yarım saatte bir sipariş verilmesi zorunludur" gibi uyarılar yerleştiriliyor. Bu durum, bazı müşterilerde "taksimetre gibi çalışan kafeler" şeklinde olumsuz yorumlara yol açıyor.
Özellikle üniversite öğrencileri, ders çalışmak veya sosyalleşmek amacıyla kafelere gittiklerinde, sipariş baskısı ve masa ücreti gibi ekstra maliyetlerle karşılaşıyor. Bu durum, öğrencilerin kafelere gitmesini zorlaştırarak sosyal yaşamlarını kısıtlıyor.
İşletmelerin Savunması: Maliyet Artışı
Kafe ve restoran sahipleri, bu uygulamaların artan maliyetler nedeniyle kaçınılmaz hale geldiğini belirtiyor. Yüksek enflasyon, kira artışları, personel maaşları ve malzeme fiyatlarındaki yükselme, işletmeleri bu tür önlemler almaya mecbur bırakıyor. Ancak, müşteriler bu uygulamaların sosyalleşme özgürlüğünü kısıtladığını ve ekonomik baskıları artırdığını ifade ediyor.