Üzüntü ve yoğun stres kalbi vurabiliyor: Kırık kalp sendromuna dikkat

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. İstemihan Tengiz, ani üzüntü ve yoğun stresin kalp kasını geçici olarak felç edebildiğini belirterek 'Ruhsal durum, kalp sağlığının ayrılmaz bir parçasıdır' dedi.

Üzüntü ve yoğun stres kalbi vurabiliyor: Kırık kalp sendromuna dikkat

Yoğun stres, ayrılık ve büyük üzüntüler kalp sağlığını tehdit edebiliyor. Prof. Dr. İstemihan Tengiz, Kırık Kalp Sendromu’nun kalp krizini taklit edebileceği uyarısında bulundu.


Ani yoğun stres, büyük üzüntüler, ayrılıklar ve ağır hayal kırıklıkları kalbi yalnızca duygusal değil, biyolojik olarak da etkileyebiliyor. Kardiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. İstemihan Tengiz, modern tıbbın duygusal travmaların kalp üzerinde ciddi etkiler yaratabildiğini bilimsel olarak ortaya koyduğunu söyledi.

Üzüntü ve yoğun stres kalbi vurabiliyor: Kırık kalp sendromuna dikkat

Günlük hayatta sıkça kullanılan “Kalbim sıkışıyor” ifadesinin bazen tıbbi karşılığı olan ciddi bir tabloya işaret edebileceğini belirten Prof. Dr. Tengiz, yoğun stres sonrası görülen “Takotsubo Kardiyomiyopatisi” ya da bilinen adıyla “Kırık Kalp Sendromu”nun, gerçek bir kalp krizini bire bir taklit edebildiğini ifade etti.

Prof. Dr. Tengiz, “Bu sendrom genellikle sevilen birinin kaybı, ayrılık, büyük tartışmalar, iş kaybı, ekonomik kriz ya da ani travmalar sonrasında ortaya çıkar. Yoğun stresle birlikte vücutta aşırı adrenalin salgılanır ve bu durum kalp kasında geçici kasılma bozukluğuna yol açar. Göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı ve baş dönmesi gibi belirtiler kalp kriziyle neredeyse aynıdır. Ancak yapılan anjiyografide koroner damarların tıkalı olmadığı görülür” dedi.

Kırık Kalp Sendromu’nun çoğu zaman geçici olmasına rağmen hafife alınmaması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Tengiz, özellikle ileri yaş kadınlarda daha sık görüldüğünü ve ritim bozuklukları ile kalp yetmezliği gibi komplikasyonlara yol açabileceğini söyledi.

Stres hormonlarının yalnızca bu sendromla sınırlı kalmadığını belirten Prof. Dr. Tengiz, “Yoğun stres dönemlerinde ritim bozuklukları, tansiyon yükselmeleri ve mevcut kalp hastalıklarının alevlenmesi sık görülür. Bu nedenle stres yönetimi, düzenli egzersiz, kaliteli uyku, güçlü sosyal ilişkiler ve psikolojik dayanıklılığı artıran alışkanlıklar kalbi koruyan önemli unsurlardır” diye konuştu.

Belirtilerin kalp kriziyle benzerliğine dikkat çeken Prof. Dr. Tengiz, göğüs sıkışması, kola ve çeneye yayılan ağrı, nefes darlığı, terleme, bulantı ve baş dönmesi gibi şikâyetlerde vakit kaybetmeden hastaneye başvurulması gerektiğini vurguladı. Tedavi sürecinin kişiye özel planlandığını belirten Tengiz, iyileşme döneminde stresin azaltılması, ağır fiziksel aktivitelerden kaçınılması ve düzenli kontrollerin büyük önem taşıdığını ifade etti.