Maraş dondurmasının yolculuğu

Türkiye'nin coğrafi işaretli tatlarından biri olan Maraş dondurması, sadece damaklarda değil, kültürel hafızalarda da derin bir iz bırakmaya devam ediyor. Yoğun kıvamı, bıçakla kesilen yapısı ve gösterili sunumlarıyla adından söz ettiren bu eşsiz lezzet, yüzyıllardır Kahramanmaraş sokaklarında yoğruluyor.

Maraş dondurmasının yolculuğu

Yüzyıllık Tarif, Ahir Dağı’nın Eteklerinden Dünyaya

 

Maraş dondurmasının kökeni, 16. yüzyıla kadar uzanıyor. Osmanlı döneminde “karsambaç” adı verilen karla yapılan tatlıların zamanla evrilmesiyle doğan bu özel dondurma; Ahir Dağı’nda otlayan keçilerden elde edilen süt ve orkide köklerinden üretilen salep ile hazırlanıyor. Bu ikili, dondurmanın hem aromasını hem de eşsiz kıvamını oluşturuyor.

 

Kaşıkla Değil, Bıçakla

 

Diğer dondurmalardan farklı olarak Maraş dondurması, yoğun kıvamı sayesinde kaşıkla değil, bıçakla kesilerek servis ediliyor. Tokmakla dövülerek yoğrulan bu dondurma, elastik yapısıyla adeta çiğnenebilir bir form kazanıyor. Bu yönüyle de sadece bir tatlı değil, adeta bir gösteriye dönüşüyor.

 

Şakalı Sunumlar Turistlerin Gözdesi

 

Maraş dondurması yalnızca tadıyla değil, sunumuyla da ilgi odağı. Geleneksel kıyafetler giyen dondurmacılar, müşterilere dondurmayı uzatır gibi yapıp geri çekmeleriyle biliniyor. Şakalı servis geleneği, yerli ve yabancı turistler için eğlenceli bir deneyime dönüşüyor.

 

Tescilli Değer, Küresel Marka Olma Yolunda

 

Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yapılan çalışmalarla coğrafi işaret tescili alan Maraş dondurması, bugün Türkiye’nin dört bir yanında ve yurt dışında tüketiliyor. Geleneksel üretim tekniklerine sahip çıkan yerel üreticiler, bu eşsiz lezzeti uluslararası arenada da tanıtmayı hedefliyor.

 

Maraş dondurması, sadece bir serinletici tatlı değil; bin yıllık bir geleneğin, doğanın ve emeğin yoğrulduğu bir kültür simgesi olarak geleceğe taşınıyor.