Kadın cinayetleri meclis'e taşındı

Boşanmak istediği eşi tarafından 37 bıçak darbesiyle öldürülen Meclis personeli Saliha Akkaş'ın ölümü, kadın cinayetlerinin ulaştığı vahim boyutu gözler önüne serdi. Cinayet, siyasi tepkilerin ve kamuoyunun odağına oturdu.

Kadın cinayetleri meclis'e taşındı

Ankara’da, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görevli Saliha Akkaş, boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından evinde 37 bıçak darbesiyle katledildi. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Akkaş, günler süren yaşam mücadelesinin ardından hayatını kaybetti.

Kadın cinayetlerinin artık sadece sokakta değil, devletin en önemli kurumlarından biri olan TBMM’de görev yapan kadınlara kadar uzandığı bu olayla bir kez daha ortaya çıktı. Cinayet sonrası hem kamuoyunda hem de siyasette büyük tepki oluştu.

Siyasetten sert tepkiler

CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, yaşananların sadece bireysel bir şiddet eylemi değil, aynı zamanda devletin yaşam hakkını koruma sorumluluğunu yerine getirmemesiyle ilgili olduğunu söyledi. Tanal, “Bu cinayet Anayasa'nın 17. maddesine aykırıdır. İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olsaydı, belki de Saliha hayatta olacaktı. Sessiz kalmayacağız, hesap soracağız.” dedi.

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka ise, şiddete karşı alınan tedbirlerin yetersiz olduğunu belirterek, “Elektronik kelepçe yetmiyor. Yeten İstanbul Sözleşmesi’ydi. Devlet, kadınların arkasından çekildiğinde caniler cesaret buluyor.” ifadeleriyle mevcut iktidarın politikalarını eleştirdi.

CHP PM Üyesi ve Kadın Kolları MYK Üyesi Asu Kaya da Saliha Akkaş’ın yoğun bakım sürecinde hastanede yanında olduğunu belirterek, “Ankara’nın göbeğinde bir kadın, kendi evinde canice katlediliyor. Hâlâ ses çıkarmayanlar, bu cinayetin ortağıdır. Kadınlar her gün sadece yaşamak için mücadele ediyor.” diyerek tepki gösterdi.

Psikolojik baskı ve sistem ihmali

Katledilen Saliha Akkaş’ın bir süredir boşanmak istediği ve eşi tarafından psikolojik baskıya maruz kaldığı öne sürülürken, saldırganın uzun süredir işsiz olduğu ve hakkında herhangi bir önleyici karar alınmadığı bildirildi. Bu durum, kadına yönelik şiddet vakalarında sistemin koruma mekanizmalarının yetersizliğini bir kez daha gündeme taşıdı.

Saliha Akkaş’ın ölümü, kadın cinayetlerinin geldiği noktayı bir kez daha gözler önüne sererken; başkentte, Meclis personeli bir kadının kendi evinde hayatını kaybetmesi, “hiçbir yer artık güvenli değil” söylemini güçlendirdi.

Kadın hakları savunucuları, İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe konması, etkin koruma tedbirlerinin uygulanması ve şiddet faillerine karşı cezaların caydırıcı hâle getirilmesi için çağrıda bulundu.