Eğitimde Sanatın Yeri Bir Zorunluluk mu Lüks mü?
İzmir Fen Lisesi, Okul Gazetesi'nin bu ayki sayısında okulun sanatla bağı hakkında bir haber yayınladı. İşte o haber
Sanatın eğitimde yer alması, uzun zamandır çok da gerekli görülmeyen bir düşünce. Özellikle fen ve matematik ağırlıklı eğitim veren okullarda sanatsal ve sosyal faaliyetler önem verilen alanlar içerisinde kendine yer bulmakta oldukça zorlanır. Ancak insan zihninin yaratıcı yönünü körelterek yalnızca formüller ve kurallarla düşüncesini sınırlamak, sanatın hayata kattığı derinliği yok sayarak onu bir lüks olarak görmek doğru mudur?
Sanatın bir zorunluluk değil de “lüks” olarak nitelendirilmesinin arka planında büyük bir neden var. Sadece akademik başarıya göre yapılan bir sıralama yarışı içinde, sanat etkinlikleri zaman kaybı gibi algılanıyor. Fakat “Yarış sonucunda bireylerin ruhunun törpülenip yalnızca test çözen robotlara dönüştürülmesi, elde edilen akademik başarıya gerçekten değer mi?” sorusu hiç akıllara gelmiyor. Zaten bu düşüncede sanatın kişilik ve benlik üzerindeki etkisi hiç göz önünde bulundurulmuyor.
STEM’in (Bilim, Teknoloji, Mühendislik, Matematik) 21. yüzyılda ne kadar kritik olduğunu kimse inkâr edemez. Ancak bu dört alanda kendini geliştirmiş bireylerin topluma katkıda bulunabilmeleri için sahip olmaları gereken bir özellik daha vardır: duygusal zeka. İşte sanat burada devreye girer. Bireyin dünyayı daha geniş bir bakış açısından gözlemlemesini, empati kurmasını, kendi benliğini keşfetmesini sağlar. Eğitimde sanata yer vermek, bireyi yalnızca profesyonel bir insan olmakla sınırlamaz, aynı zamanda çevresine ve çevresindekilere karşı daha duyarlı olmasını da sağlar.
Bugün pek çok eğitim sistemi, sanatsal ve sosyal etkinliklere yeterli önemi vermemenin zararlı sonuçlarını yavaş yavaş fark ediyor. Bu eğitim sistemleri kazandıkları farkındalık ile yalnızca sanatı desteklemekle kalmayıp onu STEM’e entegre eden STEAM modeli ile gündeme geliyor. Bireyin STEM’in içerdiği alanların yanı sıra sanat alanında da gelişim göstermesini istiyor.
Sonuç olarak, sanatın eğitimdeki yeri lüksten öte bireyin çok yönlü gelişimi için bir zorunluluktur. Çünkü mesleğinde sadece teorik olarak iyi olan mühendis, doktor ya da bilim insanı yetiştirmek yetmez; aynı zamanda hayal eden, hisseden ve empati kurabilen bireyler de yetiştirmek gerekir. Eğitim, bireyi her yönüyle geliştirmeyi amaçlamalıdır; sanat ise bu yönlerden olmazsa olmaz olandır
Nehir BEDİRHANOĞLU ‘26 - İzmir Fen Lisesi Okul Gazetesi