Eğitim-İş Ödemiş Temsilciliği'nden dikkat çeken açıklama

Eğitim-İş Ödemiş Temsilciliği Başkanı Mehmet Appak, yaptığı yazılı açıklamada son günlerde yaşanan gelişmelerin, gerçek bir barışın ancak Cumhuriyet'in temel değerleriyle sağlanabileceğini bir kez daha gösterdiğini belirtti.

Eğitim-İş Ödemiş Temsilciliği'nden dikkat çeken açıklama

Appak, Türkiye’nin dışa bağımlılığının arttığını, bölgenin emperyalist planlarla şekillendirildiğini ve iktidarın siyasal hedeflerinin bu sürece yön verdiğini dile getirerek, Suriye’nin kuzeyinde ABD destekli yapılarla birlikte NATO etkisinin, içeride ise rejimi tahkim etme çabasının “barış süreci” adı altında yürütüldüğünü ifade etti.

“Şeffaflıktan Uzak Bir Süreç”

 

DEM Parti heyeti ile Adalet Bakanı Yılmaz Tunç arasında gerçekleşen ve “her şey konuşuldu” şeklinde duyurulan görüşmenin detaylarının halktan ve Meclis’ten gizlenmesini eleştiren Appak, “Detay verilmeyecek denilerek halkın iradesi sürecin dışında bırakılmak istenmektedir” dedi.

Barış adı altında yürütülen görüşmelerin, hukuktan, demokrasiden ve şeffaflıktan uzak olduğuna dikkat çeken açıklamada, bu sürecin meşruiyetten yoksun olduğu ve siyasal mühendislik anlayışıyla şekillendiği vurgulandı.

“Barış, Hukuk ve Laiklikle Tanımlanabilir”

 

Açıklamada, barışın yalnızca silahların susması anlamına gelmediği; hukuk, laiklik, halk egemenliği ve bağımsızlık ilkeleri temelinde inşa edilmiş bir toplumsal düzenle mümkün olabileceği belirtildi. Cumhuriyet değerlerine dayanmayan her sürecin, yeni bir tahakküm biçimi yaratma riski taşıdığı ifade edildi.

“Yeni Bir Tahakküm Rejimi” Uyarısı

 

Eğitim-İş’in değerlendirmesinde, geçmişte FETÖ ile kurulan ilişkilerin benzerinin bugün de gizli mutabakatlarla sürdürüldüğü, açıklanmayan anlaşmalarla halkın tepkisinin bastırılmaya çalışıldığı savunuldu. İktidarın hedefinin toplumsal barış değil, kendi rejimini kalıcı hale getirmek olduğu öne sürüldü.

Ulus Devlet ve Üniter Yapı Vurgusu

 

Cumhuriyet’in temelini oluşturan ulus devlet ve üniter yapının; ortak hukuk, toplumsal dayanışma ve yurttaşlık bilincinin teminatı olduğuna işaret edilen açıklamada, bu yapıların sistemli biçimde aşındırıldığı belirtildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türk, Kürt, Arap” söyleminin, anayasal yurttaşlık tanımıyla ve “Türk Milleti” kavramıyla çeliştiği kaydedildi. Açıklamada ayrıca, ABD’nin Osmanlı’nın millet sistemine dönüş çağrıları ile Erdoğan’ın sözleri arasında benzerlik bulunduğu ifade edildi.

“Gerçek Barış; Cumhuriyet’tir”

 

Açıklamasını “Gerçek barış; Cumhuriyet’tir” vurgusuyla tamamlayan Eğitim-İş Ödemiş Temsilciliği Başkanı Mehmet Appak, şu ifadeleri kullandı:

“Barış sadece silahların susması değildir. Yurttaşların kardeşçe yaşadığı, laikliğin, hukuk devletinin ve sosyal adaletin sağlandığı bir düzendir. Bu da ancak Cumhuriyet’in temel ilkeleriyle mümkündür. Atatürk devrimlerinden uzak, ümmetçi anlayışla şekillenen her süreç barış değil; yeni bir tahakküm düzenidir. Emperyalizme karşı duruş, laiklik ve ulusal bütünlük, Cumhuriyet’in devrimci çizgisiyle mümkündür. Gerçek barış; Cumhuriyet’tir.”