Bornova'nın Zaman İçindeki Yolculuğu: Tarih, Mimari ve Doğa
Bornova'nın zaman içerisindeki yolculuğuna tarih, mimari ve doğa çerçevesinden bir bakış.
Yerleşimin Helenistik Çağ’da başladığı İzmir’in güzel bir ilçesi olan Bornova’nın bilinen en eski adı “Birun-u abad”dır. Evliya Çelebi’nin de “Seyahatname”sinde değindiği Bornova, Osmanlının son zamanlarına kadar Hristiyan yerleşkesi olarak kalmıştır. Hristiyan nüfus, Kurtuluş Savaşı ve nüfus mübadelesiyle birlikte azalış göstermiştir.
Okulumuzun da yer aldığı Erzene, eski adıyla Havuzbaşı, Bornova’nın en eski yerleşim yeri ve kalbidir. Tarihi 1800’lere dayanan iki katlı, bahçeli rum evlerine bu bölgede hala rastlanılmaktadır. Nüfus mübadelesinden sonra Kavalılar ve Giritlilere ev sahipliği yapmış, 1950’lerden sonra ise Yugoslavya göçmenlerini barındırmıştır. Erzene’nin yanı başında, kurulmasından bu yana yanında olan bir Roman mahallesi de bulunmaktadır.
Osmanlı kentlerine ticaret amacıyla yerleşen Avrupalılara “Levanten” adı verilmektedir. 19. yüzyılda ticaretle uğraşan Levantenler’in tercih ettiği yerleşim mekanlarından biri olan ilçe, doğal güzellikler bakımından zengin, iklimi yumuşak olması sebepleriyle başlangıçta sayfiye evlerinden oluşmaktaydı. 1866’da İzmir-Kasaba demiryolu yapılmasıyla da Levanten aileler için kalıcı bir yerleşim yeri haline gelmiştir.
Türklerin oturduğu mahallelerdeki dar sokaklı, cumbalı, küçük konutların aksine Levantenler ile Rumların oturduğu alanlar geniş bahçeli, köşk ve malikânelerden oluşmaktaydı. Bu köşklerden bazıları:
Paterson Köşkü
İskoç bir buğday tüccarı olan John Borthwick Paterson tarafından 1859’da inşa ettirilmiştir. Neo-klasik ve Osmanlı mimarisi özelliklerini taşıyan bir köşktür. İç mekanında lüks bir yaşam tarzını gösteren süslemeler bulunur. Geniş bir bahçeye sahiptir ve zaman içinde çeşitli restorasyonlardan geçirilmiştir.
Mattheys Köşkü
1780 yılında İngiliz John Maltass tarafından inşa edilmiştir. Bir dönem Atatürk’ün de ziyaret ettiği, hayatı boyunca bu köşkte yaşamış Hortense Wood’un deyimiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğinin konuşulduğu bir köşktür.
Bardisbanian (Pandespanian) Köşkü
Günümüzde Yeşil Köşk adıyla bilinen yapının, 19. yüzyılda tüccar D. A. Bardisbanian tarafından yaptırılmış olduğu düşünülmektedir. Günümüzde Ege Üniversitesinin bünyesinde bulunan yapı, yaptırıldığı dönemde Bornova tren istasyonunun karşısında yer almaktaydı.
Homeros Vadisi
Bornova yalnızca mimarisiyle değil doğasıyla da öne çıkan bir ilçedir. Şehrin gürültüsünden sıkıldıysanız ve biraz kafa dinlemek istiyorsanız Bornova’nın merkezi ve Kayadibi arasında bulunan Homeros Vadisi tam size göre. Vadinin içinde yer alan konik bir tepe üzerindeki dört küçük mağara pek çok yayına konu olmuştur. Fransız Magasin Pittoresque Dergisi Mart 1852 tarihli yayınında bu mağaralardan "Homeros'un İlyada Destanını yazdığı söylenen yer" olarak söz etmiştir. Ayrıca Vadi pek çok bitki ve kuş türüne de ev sahipliği yapmaktadır.
Belkahve
Belkahve ise bir geçit ve tarihi önemi olan bir mesire alanıdır. İzmir’in işgalden kurtulmasından bir gün önce Mustafa Kemal buraya gelerek İzmir’i ilk defa burada görmüştür.
Zeynep BAYRAM '26 - İzmir Fen Lisesi Okul Gazetesi